Son yıllarda görülme sıklığı kronik yorgunluk sendromu, kişinin sürekli olarak kendini bitkin, tükenmiş ve mutsuz hissetmesi, yeterli dinlenmekle bile kendini daha iyi hissedememesi gibi sorunlarla ortaya çıkan bir durumdur. Bu kişilerde duygusal bitkinlik ve hiçbir aktivite için yeterli enerjiye sahip hissedememe duygusu ile birlikte mide bulantısı, kas ağrıları ve krampları, konsantrasyon eksikliği, dikkat dağınıklığı, unutkanlık gibi sorunlar da yorgunluğa eşlik etmektedir. Bu durum zamanla kişinin iş, aile ve sosyal hayatını etkileyecek seviyelere gelebilir. Bu sendrom toplumun her kesiminde görülmekle birlikte, 30-50 yaş aralığındaki kadında daha sık görülür.
Herhangi bir organik medikal alt yapısı bulunmayan kronikleşmiş yorgunluk halinin nedeni olarak vücutta kronikleşmiş enflamasyon olduğunu düşünülse de, riski arttıran en büyük sebeplerinden birisi strestir. Sürekli olarak stres altında ve iş hayatı çok yoğun olan, kendine yeterli zamanı ayıramayan bireylerde psikolojik sorunların meydana gelmesi ve bundan kaynaklı olarak fiziksel sağlığın da olumsuz etkilenmeye başlaması ile ortaya çıkabilmektedir.
Kronik Yorgunluk Sendromunda Beslenmenin Önemi
Bağışıklık sistemi vücudun en çok enerji harcayan sistemlerinden birisidir. Bu mekanizma sürekli çalışırsa, vücutta sürekli enerji çalınması gerçekleşir ve enflamasyon durumu kronik hale gelir. Kronik yorgunluk arkasında birçok problemin olduğu kompleks bir durumdur. Yani kronik yorgunluk aslında buzdağının suyun üstünde kalan, gözüken parçasıdır. Altta yatan organik sebep biliniyorsa tedavi edilmeli, ancak altta yatan medikal bir sebep yoksa buzdağının suyun altında kalan tarafının eritilmesi hayat tarzı değişiklikleriyle mümkün olacaktır. Eğer kronik yorgunluk sendromunun medikal sebebi bilinmiyorsa, enflamasyonun asıl kaynağı sızdıran bağırsak ve disbiyozis olduğu söylenebilir. Kronik enflamasyonun ve sızdıran bağırsağın tedavi edilmesiyle kronik yorgunluk da tedavi edilmiş olacaktır.
- Eliminasyon diyeti ile sızdıran bağırsak iyileştirilmeli ve bağırsak geçirgenliğine sebep olan bazı gıdalar beslenme düzeninden çıkarılmalı.
- B grubu vitaminler ile potasyum, magnezyum gibi minerallerden zengin beslenilmeli.
- Parasempatik aktivasyonu uyaran egzersiz, yeterli ve dengeli uyku, meditasyon, nefes egzersizi gibi teknikler uygulanmalı.
- Terleyerek ve bol su içerek vücuttan toksinlerin atılımı desteklenmeli.
Uzman Diyetisyen Şevval Baybaş