Günümüzde toplumların birçok kesiminde estetik kaygısı yaygın bir sorundur. Medyanın etkisiyle, sosyal medya platformlarının artan kullanımıyla ve görsel medyanın sürekli olarak mükemmeliyetçi standartları öne çıkarmasıyla birlikte, insanlar dış görünüşleriyle ilgili daha fazla endişe duymaya başlamışlardır.
Özellikle çok küçük yaşlara kadar gerileyen bu ihtiyaç günümüzde kişilerin psikolojisini de olumsuz etkilemektedir. Tabi ki güzel gözükmek istemek kadar doğal bir durum yoktur. Fakat sektörün ilerlemesi ile durum önünü almak imkânsız bir hale gelmiştir. O kadar ki tek bir güzellik doğrusunun olduğu gerekçesiyle herkesin birbirine benzediği bir toplum oluşmaya başladı.
Özellikle kadınlarda olduğu düşünülse de bu alanlarda erkek bireylerinde sayısı asla küçümsenecek bir azınlıkta değil. Eğer bir rahatsızlık sonucunda yapılan müdahaleler varsa tabi ki iyi işler çıkaran bu sektör, şu an insanların ben şu insana benzemek istiyorum şeklinde gittiği uğrak bir alan oldu. Estetik kaygı, bireyin kendi vücut imajıyla ilgili olumsuz duyguları ve düşünceleri ifade eder.
Bu yazımda sizlere, estetik kaygıların insan psikolojisine olan olumsuz etkilerini ele alacağız. Ve bunları detaylı olarak değerlendireceğiz. Sizce gerçekten bize doğrusu oymuş gibi dayatılan güzellik algısı insanlar üzerindeki bir oyun mu? Yoksa herkes gibi olan bir yapının içinde olmak mı gerekir.
Estetik kaygısı olan bireyler genellikle kendilerini yetersiz hissederler. Bedenlerindeki veya yüzlerindeki herhangi bir kusurun, toplumun kabul ettiği ideal görünüm standartlarına ulaşamamanın bir işareti olarak algılanması yaygındır. Bu algı, bireyin özsaygısını ve özgüvenini olumsuz yönde etkiler. Sürekli olarak kendi görünüşlerini beğenmemenin ve mükemmeliyetçi standartlara ulaşamamanın stresi altında, bireyler kendilerine güvenlerini kaybedebilirler. Diğerleri gibi olamadığında eksik olmaktan korkan birey dış görünüşünü beğenmediği için yeterli ve iyi olduğu alanları da görmeyi tamamen kapatır ve bir anlamda kendine ve bedenine yabancılaşabilir.
Estetik kaygısı olan bireyler genellikle sosyal etkileşimlerden kaçınma eğilimindedirler. Kendi görünüşlerinden memnun olmayan kişiler, diğer insanlarla etkileşim kurmaktan kaçınabilirler çünkü endişe duydukları kusurlarının başkaları tarafından fark edileceğinden korkarlar. Bu durum, sosyal izolasyona ve iletişim sorunlarına yol açabilir, dolayısıyla kişinin duygusal ve sosyal refahını olumsuz etkileyebilir. Yani kişi dışarı çıkmaktan, arkadaşlarıyla vakit geçirmekten itina eder. Ve toplumda kendine bir yer bulamaz. Eve kapanma eğilimi gösterir.
Estetik kaygısı olan bireylerde depresyon ve anksiyete riski artar. Sürekli olarak kendi görünüşleriyle ilgili endişe duymak, duygusal olarak zorlayıcı olabilir ve depresif semptomlara yol açabilir. Ayrıca, kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırma eğiliminde olan bireyler, anksiyete bozuklukları geliştirme riski altındadır.
Bu duygusal sıkıntılar, kişinin genel yaşam kalitesini düşürebilir ve günlük işlevselliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Psikolojisi bozulan birey artık doğru ile yanlışı ayırt etmekte zorlanır bu durum sadece hayatında beden algısı olarak değil tamamıyla bir çöküşe neden olabilir.
Estetik kaygısı olan bireyler arasında yeme bozuklukları ve vücut disformik bozukluklar daha yaygındır. Vücutlarının belirli bölgeleriyle ilgili aşırı endişe duyan kişiler, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkileyebilirler. Ayrıca, vücut disformik bozukluğu olan bireyler, gerçekten var olmayan veya hafif kusurları abartarak aşırı kaygı yaşarlar. Bu durum, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiler ve tedavi gerektiren ciddi bir durumdur. Mesela kişi kendini olduğundan daha kilolu görerek yemeden içmeden kesilebilir veya sürekli kendini yanlış beslenme içine sokabilir. Bu durum acilen destek alınması gereken evredir.
Estetik kaygısı, insan psikolojisine bir dizi olumsuz etki yapabilir. Düşük özsaygı ve özgüven, sosyal izolasyon, depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları ve vücut disformik bozukluklar gibi sorunlar, estetik kaygısı olan bireyler arasında yaygın olarak görülebilir. Bu nedenle, estetik kaygısıyla başa çıkmak için bireylerin duygusal destek alması ve uygun tedavi seçeneklerini araştırmaları önemlidir. Ayrıca, toplumda mükemmeliyetçi görünüm standartlarının sorgulanması ve çeşitliliğin kabul edilmesi de bu konuda önemli bir adım olacaktır.