Kortizol İle İnsülin’in Sonsuz Kısır Döngüsü
Kortizol (Stres Hormonu) Nedir Ne İşe Yarar?
Kortizol, vücudumuzu gerek psikolojik gerekse fizyolojik streslere karşı pozisyon alabilmesi sağlayan en önemli hormonlardan biridir. Bir diğer ‘’ ya savaş ya da kaç’’ hormonu olarak da bilinen adrenalin gibi, kortizol da böbrek üstü bezlerimizden salgılanmaktadır. Kalp atış hızı ve enerji seviyeleri üzerinde önemli rollere sahiptir. Genelde bedenimizin stresli olaylarla baş edebilmesi için vücudu savunmak üzere sentezlenir. Kortizol salınımı beyinde bulunan hipofiz bezi ve hipotalamus tarafından düzenlenir. Hipofiz bezinde kortizol sentezlenmesine yönelik uyarılar gerçekleşmesi ardından bu uyarılar böbrek üstü bezine iletilir. Böbrek üstü bezleri beyinden gelen emir ile kortizol sentezlemeye başlar.
Fizyolojik sınırlarda gün içi değişen saatlere göre kortizol salınımı belirli seviyelerde düzenli olarak salınmaktadır. Ancak kronik stres durumlarında bu salınım fizyolojik sınırlardan çıkmaktadır. Yüksek kortizol seviyeleri böbrek üstü bezlerinden salınan diğer hormonlar başta olmak üzere birçok hormonun salınımını olumsuz yönde etkileyebilir. Yani kronik stresle birlikte aynı bir domino taşının diğer taşları yıkması gibi, artan kortizol salınımına cevap olarak bir dizi hormon ve transmitter olarak adlandırdığımız habercilerin kandaki seviyeleri yükselmektedir.
Kortizol, vücudun strese karşı gerçekleştireceği tepkiyi kontrol eden bir hormondur. Fiziksel ve psikolojik stresi kontrol ederek günlük hayatta sağlıklı bir ruh haline sahip olmamızda büyük bir rol alır. Bunun yanısıra kaslarımızda enerji artışından da kortizol sorumludur. Yüksek kortizol miktarına cevaben kanımızda glikoz miktarı da artarak hiperglisemi tablosunun oluşmasına sebep verebilir. Vücutta yağ ve karbonhidrat mekanizması arasındaki dengeyi sağlayan bir hormondur. Şeker metabolizmasının düzenlemesine bağlı olarak kan şekeriyle yakından ilişkisi bulunur. Açlık durumunda yağların kana karışarak şekere dönüşmesini sağlar. Uzun süreli açlık halinde ve enfeksiyon durumlarında protein yıkımını sağlar ve proteinlerden şeker üretimiyle vücudun enerji üretmesini destekler.
İnsülin Hormonu Nedir Ne İşe Yarar?
Vücudumuzda midenin arka tarafında bulunan bir organ olan pankreastaki beta hücrelerinde salgılanan bir hormondur. İnsülin hormonu kan dolaşımındaki şekerin hücreler tarafından hücre içine alınmasını sağlayarak kanımızda oluşan hiperglisemi tablosunu düzeltmeye çalışır. Hücre içine giren bu glikozu, hürelerimiz enerji üretimi amacıyla kullanılmakta veya daha sonra kullanmak üzere depolamaktadır. Hem karbonhidratların metabolize edilmesine ve hücrelerde enerji için glikojen depolanmasına, hem de yağ, protein ve bazı minerallerin kullanılmasına yardımcı olur.
İnsülin hormonu, sindirim sistemimiz tarafından sindirilen gıdaların vücut tarafından kullanılmasında çok önemli bir rolü olmasından dolayı, insülin seviyesinde yaşanabilecek sorunlar vücudumuzun sistemlerini, dokularını ve organlarımızı doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilir. Vücudun dengeleme mekanizmasında yer alan insülin ve kan şekeri seviyelerini normal aralıkta tutmayı amaçlar.
Kortizol Hormonu ve İnsülin Hormonu Arasındaki Sonsuz Döngü
Kortizol vücudun en temel hormonlarının başında yer alır. Kortizol hormonunun beslenme kaynaklı, stres kaynaklı veya sağlıksız yaşam şartlarına bağlı olarak kortizol miktarının anormal artışa geçmesi durumunda, ihtiyaç duyulan enerjiyi sentezleyebilmek için kişinin yağ ve şekerden zengin besinleri alınımını arttırır. Kortizol hormonunun uzun süreler artış göstermesi vücudun adeta kendi kendini imha etmesi demektir. Kortizol seviyesinin sürekli olarak yüksek olması vücuttaki birçok sistemin tahribatına neden olur. Onlardan biri kandaki şeker yani glikoz sisteminin bozulmasıdır.
Yani yüksek kortizol seviyesi hiperglisemiye, hiperglisemi tablosu ise kontrolsüz insülin salınımına sebep olmaktadır. Vücutta insülin hormonu dengesiz ve düzensiz salınması kişilerde bir taraftan halsizlik yorgunluk tablosuna sebep olurken, diğer taraftan aşırı insülin ile muhatap olan hücrelerimizde insülin direnci dediğimiz tabloya neden olabilmektedir.
Kortizol salınımı normal seviyelere gelmediği müddetçe bu durum kişide başta kilo alınımına ve vücutta insülin direncinin oluşmasına sebep olur. Bu durumun düzenlenebilmesi için kişinin kortizol hormonunu yani stres hormonunu dengede tutması gereklidir.
Peki kortizol nasıl dengede tutulur?
Tabii ki stresle başa çıkmayı öğrenerek salgılanan kortizol miktarını düzenleyebiliriz.
Stres yapma demek belki de en kolay tarafı…
Ancak bir şekilde stresi ortadan kaldıramıyorsak stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenmeliyiz. Stres faktörleri ortadan kaldırmak veya yok saymak her zaman mümkün olamıyor, işte bu gibi durumlarda kişinin stresle başa çıkma yollarını öğrenmesi gerekir.
Bununla beraber beslenmenin düzenlenmesi, sağlıksız yağ ve rafine şekerden zengin olan besinlerden uzaklaşarak, glisemik indeksi düşük bir beslenme programını tercih etmesi gerekmektedir. Beslenme tarzının değişmesiyle beraber vücuttaki kortizol salınımı normal seviyelere gelirken kanımızda dengesiz seyreden insülin seviyeleri de gerektiği miktarlarda salınmaya başlar. Yani yapacağımız ufak tefek yaşam tarzı değişikliğiyle strese sekonder gelişen insülin direnci tablosu çoğu zaman ilaç kullanımına gerek kalmadan ortadan kaybolacaktır. Şayet stres düzeyimizi kontrol altına alamaz ve strese sekonder artan kortizol hormonu salınımı düzenlenemez ise oluşan insülin direnci, uzun vadede diyabet olmamıza yol açabilir.
Sonuç olarak stresimizi yöneten kortizol hormonumuz ve kan şeker seviyelerimizi düzenleyen insülin hormonumuz sonsuz bir döngü içerisindedir. Eğer vücudumuzda kortizol hormonu salınımı normal seviyelerde olursa ve bizler sağlıklı beslenerek, rafine şekerden uzak bir beslenme benimsersek insülin direnci ve diyabet riskinden vücudumuzu korumuş oluruz. Bu sonsuz döngüyü sağlıklı devam ettirebiliriz.
ZEYNEP DURDU
Bütüncül sağlık yaşam koçu/ Rezonans Terapisti