İçindekiler
ToggleBağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler
Kış aylarının artmasıyla hastalıklar artmaya başladı. Hastalıklardan korunmak için bağışıklığı güçlü tutmak önemli. Bağışıklığı güçlendirmek için beslenmenizden şekeri, basit karbonhidratı çıkartıp renkli beslenme yapılmalıdır. Bu şekilde antioksidan kapasite artarak bağışıklık sistemi desteklenir. Sadece beslenme değil, fiziksel aktivite yapmak, yeteri kadar su içmek, stresten uzak kalmakta elbette önemlidir.
Bunları yaptıktan sonra bazı doğal takviyelerle de bağışıklık sistemi güçlendirilebilir.
Arı ürünleri bağışıklığı güçlendirme de en çok kullanılan ürünlerdendir. Bunların başında propolis, arı sütü ve arı poleni gelmektedir.
PROPOLİS
Propolis genel olarak yüzde 50 bitki balsamları, yüzde 30 bal mumu, yüzde 10 uçucu yağ, yüzde 5 polen ve yüzde beş diğer organik ve mineral bileşiklerden oluşmaktadır.
Propolisin antibakteriyal, antifungal özelliklerinin dışında antioksidan, antiinflamatuar etkileri de bulunmaktadır.
Propolisin Antibakteriyel ve Antifungal etkisi
Propolisin pinobanksin, pinosembrin, chrysin ve galangin içeriğine bağlı olarak gram negatif, gram pozitif bakteriler üzerinde azaltıcı özelliği görülmüştür. Aynı zamanda mantar oluşumları üzerinde de azaltıcı etkisi bulunmaktadır. Propolisin galangin ve pinosembrin bileşenleri sayesinde antioksidan özelliğe sahip olduğu kaydedilmiştir.
Propolisin Antioksidan ve Anti inflamatuar etkisi
Propoliste antioksidan ve anti inflamatuar aktivite gösteren biyoaktif bileşikler arasında amino asitler, fenolik asitler, flavonoidler, terpenler, steroidler, aldehidler ve ketonların bulunduğu gösterilmiştir.
Propolisin Anti kanser Özelliği
Çalışmalarda propolisin kansere karşı güçlü aktivite gösterdiği, apoptozu uyardığı ve birçok kanser türünün oluşmasında rol oynayan inflamatuar sitokin TNF-a’nın üretimini inhibe ettiği gösterilmiştir. 50 g kırmızı propolis tozunun Hep-2 kanser hücrelerine karşı etkili olduğu gösterilmiştir. Bu etkilerin hücre metabolizması üzerindeki değişiklikler ve hücre sinyallerinin farklı tepkiler vermesi sayesinde gerçekleştiği saptanmıştır.
135 kadın hastaya radyoterapiden 10 gün önce, radyoterapi esnasında ve radyoterapiden 10 gün sonra günde 3 kez 400 mg propolis tableti verildiğinde lökositlerdeki DNA hasarına karşı koruma gösterdiği gözlenmiştir. Dolayısıyla hücreleri radyasyona bağlı olarak gelişen oksidatif strese karşı korumak için radyoterapi ile birlikte kullanılabileceği belirtilmiştir.
Propolisin Kalp Damar Sağlığını Koruyucu Etkisi
Yapılan çalışmada propolisin kalbi oksidatif stres hasarından koruduğunu ve enzimatik antioksidan statüsünü geri kazandığını göstermiştir. Düşük dozlarda alınan propolisin homosisteinden kaynaklanan toksisiteye karşı koruyucu olduğu ve DNA parçalanmasını azalttığı gözlenmiştir. Propolis polifenollerinin, aterosklerotik plakları etkileyen maddeler üzerinde modülatör etkiler gösterdiğini belirten kanıtlar sunulmuştur. Bulgular propolisteki polifenollerin sadece önleyici ajanlar olarak değil, aynı zamanda aterosklerozun ilerlemesine karşı potansiyel etkileri olduğunu da göstermiştir. Özellikle kırmızı propolisten gelen polifenollerin, inflamatuar ve anjiyojenik faktörlerin modülasyonu ile aterosklerotik plakları önlemek veya azaltmak için faydalı olabileceği belirtilmiştir.
Başka bir çalışmada ise, günlük diyet propolis ve diğer arı ürünleri ile zenginleştirildiğinde kardiyovasküler sistem hastalıklarına neden olabilecek etmenlerden; total kolesterol ve trigliserit seviyesinin azaldığı gösterilmiştir. Ayrıca aterojenik indeks ve kardiyovasküler testlerin de olumlu yönde değiştiği görülmüştür.
Propolisin Anti Diyabetik Etkisi
Yapılan bir çalışmada tip 2 diyabet hastalarına 8 hafta boyunca günde 1500 mg propolis dozları verildiğinde açlık kan şekeri, 2 saatlik postprandiyal kan şekeri, insülin direnci ve HbA1c anlamlı olarak azalmıştır. Buna ek olarak propolis alımı total antioksidan kapasitesini, glutatyon peroksidaz ve süperoksit dizmutaz enzim seviyelerini artırmıştır. Tip 2 diyabet hastalarında 21 gün boyunca günlük 900 mg propolis alımının glisemik kontrolü iyileştirdiği belirtilmiştir.
ARI SÜTÜ
Arı sütü işçi arılar tarafından üretilen ve salgılanan sarımsı renkte ve kremsi bir sıvıdır.
Arı sütü; antibakteriyal, antioksidan ve antiinflamatuar etkileri ile immün sistemi desteklemektedir, aynı zamanda arı sütünün kanser, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları azaltıcı etkisi gösterilmiştir.
Arı Sütünün Antibakteriyal Etkisi
Arı sütü bakteri büyümesini engelleyerek anti bakteriyal etki göstermektedir.
Antioksidan ve İmmün Sistemi Arttıracı Etki
Arı sütünün bileşiminde bulunan trans-10-hidroksi-2-desenoik asit, 10-hidroksidekanoik asit (10-HDAA) ve sebasik asit, NF-Kb translokasyonunu azaltarak ve proinflamatuar sitokinlerin mRNA ekspresyonunu baskılayarak inflamasyonu azalttığı bulunmuştur.
Arı sütü sayesinde lipopoliskkarit ve interferon gama ile aktive olan makrofajlar ile TNF-a, IL-1, IL-2 gibi inflamatuar sitokinlerin üretimi inhibe edilmiştir (Kohno ve diğ. 2004). Ottoimmün Grave’s hastalığında 4 mg/mL’lik arı sütü verildiğinde IFN-γ’nın arttığı, diğer tüm sitokinlerin ise azaldığı görülmüştür. Th1/ Th2 sitokin oranının Th1 yönüne doğru kaydığı, böylece arı sütünün Grave’s hastalığında antitiroid tedavisi olarak kullanılabileceği belirtilmiştir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler