Bir hücreden bir insanın oluştuğu çok önemli bir süreçtir gebelik ve bu dönemde bebeğin sağlıklı olmasında beslenme çok önemli bir yere sahiptir. Bazı anneler bu dönemde “her şeyi yiyebilirim, kilo problemim yok” diye düşünüp normalde yemediği sağlıksız paketli gıdalara yönelebiliyor veya çevredekilerin “sen iki canlısın daha fazla ye”, “bebeğin canı çekmiştir mutlaka ye”, “yemezsen bebeğin vücudunda leke olur” gibi sözlerine maruz kalabiliyor.
Anne ne kadar çok yerse, anne ne kadar çok kilo alırsa bebek o kadar sağlıklı olur anlamına gelmemektedir. Bu nedenle sağlıklı bir gebelikte kilo kontrollü ve sağlıklı alınmalıdır.
Annenin gebeliğe başlangıç kilosu gebelikte olması gereken kiloyu belirlemektedir.
Bu değerlerin üzerine çıkılması hem anne hemde bebek sağlığı açısından olumsuz olacaktır.
Annenin yediklerinin bir kısmının bebeğe geçebilmesi için annenin vücudu insülin direnci geliştirir. Doğru duydunuz insülin direnci olursunuz fakat bu kötü yani patolojik bir insülin direnci değildir. Olması gereken doğal bir insülin direncidir. Bu sayede yediklerinizin bir kısmı sizin vücudunuzda depolanmadan bebeğe geçmesi sağlanır. Bu doğal insülin direnci bu nedenle annede tatlı isteği ve yeme atakları oluşturabilir.
Eğer anne bu atakların her birinde basit şeker yani çikolata, cips gibi sağlıksız karbonhidratlar tükenirse normalde olan bu insülin direnci patolojik bir duruma yani hastalığa dönüşür ve gestasyonel diyabet dediğimiz gebelik şekeri oluşur.
Plasenta anne kanından bebeğe geçen her şeyi kontrol eder ve zararlı madde geçişini engeller. Sadece fazla şeker geçişini engellemez. Yani sizin kanınızdaki şeker yüksekse bebeğinizin kanındaki şekerde yükselir ve bebeğiniz fazla kilo almaya başlar. Bebeğin omuz çevresi ve göbek çevresi genişler ve normal doğum zorlaşır. Bu nedenle şeker alımı hem kısıtlanması hemde doğru kaynaklardan alınmalıdır. Tatlı atakları olduğunda meyve, kurumeyve hem vitamin, mineral içermesi bakımından hemde lif içeriği nedeniyle daha doğru tercihler olacaktır.
2-Öğünlerde Tabak 4 Eşit Parçaya Bölünmeli
“Sen iki kişilik yemelisin” hatasına düşmeyin. Doyduğunuzda yemek yemeyi kesebilirsiniz.
Hamilelikte en sık karşılaşılan problemlerden biride el ve ayaklarda şişme yani ödemdir. Ödemi azaltmak için günlük 8-10 bardak su tüketimi ve tuzu azaltmak önemlidir. Aynı zamanda yürüyüş yapmak ve epsom tuzu ile ayak banyosu da sizi rahatlatacaktır.
Hamileliğin özellikle son aşamalarında bebeğin baskısı nedeniyle mide sıkışır ve reflü problemiyle çok sık karşılaşılır. Bu nedenle mideyi bir öğünde tıka basa doldurmaktansa az az ama sık sık yemek bu bahsedilen problemleri azaltacaktır.
Özellikle gebeliğin ilk üç ayı olan birinci trimester döneminde kimyasalların uzak durulmalıdır. Çünkü bu dönemde hızlı bir şekilde hücre çoğalması gerçekleşir ve organların şablonları oluşur. Bu dönemde maruz kalınan kimyasallar bu organların doğru oluşamamasına neden olabilir. Bu nedenle özellikle ilk üç aylık süreçte paketli ürün, alkol, sigara, temizlik malzemeleri maruziyetineden uzak durulmalıdır.
İkinci ve üçüncü üç aylık süreç ise bebeğin organlarının geliştiği ve büyüdüğü dönemlerdir. Bu dönemlerde hızlı büyüme olduğu için hem hayvansal (yumurta,kırmızı ve beyaz et) hemde bitkisel protein (mercimek, nohut gibi kurubaklagiller) alımı ihmal edilmemelidir.