İnsanlar zaman zaman duygusal ve psikolojik olarak kendini iyi hissedemediği dönemlerden geçerler. Bu tarz dönemler yaşanılan sıkıntıların yoğunluğuna bağlı olarak belli bir süre devam eder. Fakat kişilerin kendini iyi hissetmedikleri bu dönemde geçirdikleri süre oldukça önemlidir. Bu duygu durumu iki veya üç haftadan uzun sürerek günlük yaşantınızın rutinlerine engel olan bir hal alıyorsa bu duruma
depresyon denmektedir. Depresyon, majör depresif bozukluğu olarak da sıklıkla anılmaktadır. Sözcük anlamı “
çökkünlük” olan bir duygu durum bozukluğudur.
Depresyon belirtileri, kişiden kişiye değişkenlik gösterse de belli noktalarda birleşir. Bu yüzden kişinin kendisini dinlemesi ve ruh halindeki değişimleri takip edebilmesi önemli bir faktördür.
Depresyon Nedir?
Depresyon, kişilerin psikolojik ve bedenen iyi hissetmedikleri rahatsızlıklardan biridir. Uzun süre devam eden bu rahatsızlık günlük hayatın işleyişini de olumsuz etkileyebilmektedir. Aynı zamanda bu durumu yaşayan kişiler kendilerini sürekli üzüntülü hissetmektedirler. Ayrıca hiçbir olaydan veya durumdan zevk alamaz hale gelmektedirler. Bunların yanı sıra depresyon, çeşitli fiziksel ve duygusal belirtilere de yol açabilmektedir. Günlük hayattaki görevleri yerine getirme yeteneğini azaltan bu rahatsızlığın dikkate alınması gerekmektedir.
Depresyon beyindeki kimyasal dengenin bozulması ile ortaya çıkabilmektedir. Beynin aşırı yorulması ve sürekli takıntı halinde kalması kişileri depresyona sokabilir. Duygusal durumlar, hedefler, çözümler veya yargılar beynimizi yoran konulardır. Beynin önemli işlevlerinden olan fronral lob yaşanılan bu aşırı derece travmatik olaylar sonucunda zarar görebilmektedir. Bu durum da kişinin depresyona girmesi muhtemeldir. Mesela; uzun süren bir ilişkinin bitmesi, yakın birinin vefatı, madde bağımlılığı, işsizlik veya yeni doğum yapmak beyinde etkisi büyük olan olaylardandır. Bu tarz etkili durumlar kişinin depresyona girme olasılığını artırmaktadır. Bunların yanı sıra depresyon genetik aktarım yoluyla da kişiye geçebilmektedir. Çünkü ailesinde depresyon gibi psikolojik rahatsızlık olan bireylerde bu durum daha sık görülmektedir.
Depresyon, uzmanlar tarafından tedavi edilmesi ve ilerlemeden kontrol altına alınması gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Peki depresyona girdiğimizi nasıl anlayabiliriz?
Depresyon belirtileri her bireyde aynı şekilde mi ortaya çıkmaktadır? Bu soruların detayını sizler için hazırladık:
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz etkilemesinin yanında fiziksel sağlığının da bozulması
depresyon belirtileri arasında yer almaktadır. Ancak belirtiler yalnızca bu durumlar ile sınırlı değildir. Bireylerde gözlemlenen birçok farklı durum ile de depresyon tanısı konulabilmektedir. Bu belirtilerden bazıları:
- Çok aşırı uyuma ya da uykuya dalma problemleri yaşama
- Zevk alınarak yapılan aktivitelerden keyif almamaya başlama
- Ani kilo alma veya kilo kayıpları
- Sürekli karamsar olarak en kötüyü düşünme
- Üzgün hissederek sürekli depresif bir ruh hali içinde olma
- Aşırı yorgunluk ve enerji kaybı
- Hareketlerin yavaşlaması
- Fiziksel hareketlerde artış
- Sürekli her olayda kendini suçlama
- Değersiz hissetme
- İntihar düşüncelerini daha sık hissetme
- Konsantrasyon bozukluğu
- Cinsel isteksizlik
- Gelecek ile ilgili beklentilerin azalması
Depresyon tanısı koyabilmek için yukarıda belirtilen semptomların en az beş tanesinin bireylerde gözlemlenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu şikâyetlerin en az iki haftalık süre boyunca devam ediyor olması beklenmektedir. Bu sorunların sürekli devam etmesi hastanın yaşamını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca daha farklı ve yeni sorunlar da ortaya çıkarabilmektedir. Hastaya doğru tanının konması ve en iyi tedavinin uygulanması için hangi tür depresyona girdiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Tabi ki
depresyon belirtileri gösteren kişinin hangi çeşidini yaşadığı saptanması gereken önemli detaydır.
Depresyon Çeşitleri
Hastalıkların çoğunda bilindiği gibi depresyonun da kendi içinde türleri bulunmaktadır.
Depresyon belirtileri bu türler arasında kişide farklılıklar gösterebilmektedir. Detayları ile yer verdiğimiz depresyon çeşitleri şunlardır:
Majör Depresyon
Hastalığın tipik olanı ve sıkça karşımıza çıkanı majör depresyon olarak bilinmektedir. Depresyon türleri arasında en şiddetlisi olan majör depresyonun sadece bir semptomu bile yıllarca sürerek kişilerde farklı belirtiler gösterebilmektedir. En az iki hafta sürmesi ile bilinen majör depresyon belirtileri başında çökkünlük hali gelmektedir. Bunun yanı sıra değersiz hissetme, benliğini yok sayma, ümitsizlik, gelecek kaygısı ve karamsarlık bu türün diğer belirtileri arasında yer almaktadır.
Siklotimik Bozukluk
Depresyonun bu çeşidi kişilerde en az iki yıl sürmektedir. Siklotimik bozukluk; duygu durum dalgalanmaları ile devam eden hipomanik belirtiler ile kendini göstermektedir. Bu durumdaki hastalar derin bir huzursuzluk hissederek normal günlerinde bile bu duygu durumundan çıkamamaktadır. Erken yaşlarda gözlemlenen bu durumun tespiti oldukça zordur.
Katatonik Özellikli Majör Depresif Bozukluk
Bu depresyon çeşidi genellikle nadir görülen fakat şiddetli olan türlerden biridir. Özellikle motor davranış bozukluklarını içeren katatonik depresyonun belirtileri ise şunlardır:
- Sebepsiz yere tekrarlanan kas hareketleri
- Hiç konuşmama
- Alışılmamış farklı beden pozisyonları alma
- Başka kişilerin konuşmalarını ve hareketlerini tekrarlama
Distimi Depresyon
Kronik depresyon çeşitlerinden olan distimi, bireylerde en az iki yıl devam etmesi ile bilinmektedir. Günlük hayatta yapılan aktivitelerden zevk almama bu türün başlıca belirtileri arasındadır. Etkinlik ve eğlencelerden diğer kişilere göre daha az tat alma duygusu vermektedir. Bu türün en belirleyici ve etkileyici özelliği kronik olmasıdır.
Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyon
Kadınları psikolojik olarak etkileyen bu depresyon çeşidi doğum sonrasında sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir. Doğum sonrası depresyonu kişilerde doğumdan sonraki 2 ve 8. haftalardan sonra başlayabilir. En az iki hafta süren bu durum en fazla bir yıl sürmektedir. Bu depresyon çeşidinin belirtileri ise şu şekildedir:
- Kendini suçlu hissetme
- Günlük aktivitelere karşı ilgi azalması
- İştahsızlık
- Uyku bozuklukları
- Çocuk bakımında güçlük çekmek
- Sürekli depresif hissetme
- Yorgun hissetme
- Güvensizlik ve konsantrasyon bozukluğu
Mevsimsel Depresyon
Atipik depresyona benzeyen mevsimsel depresyon iklim değişikliklerine bağlıdır. Kişilerde genellikle mevsim geçişlerinde ortaya çıkar. Mevsim evreleri sona erdiğinde bireyler iyileşebilmektedir. Hayatın normal işleyişine tekrar devam edebilirler.
Atipik Depresyon
Depresyon belirtileri arasında duygu durum bozuklukları ilk sırada gelmektedir. Atipik depresyonda olan kişilerde de bu değişimlerin yanında;
- Ani kilo alma,
- Çok fazla uyuma,
- Aşırı iştah artışı,
- Kol ve bacaklarda ağırlık hissi,
- Eleştirilme korkusu,
- Reddedilme dürtüsü en sık görülen belirtiler arasında yer almaktadır.
Depresyondan Nasıl Çıkılır?
Depresyon günümüzde sıklıkla karşımıza çıkan ve tedavi edilmesi gereken rahatsızlıklardan birisidir. Bireylerin hayatını olumsuz etkileyen bu durum günlük hayatın işleyişini sekteye uğratmaktadır. Ancak birçok tedavi yöntemi sayesinde bu hastalıktan rahatlıkla kurtulma fırsatı bulunmaktadır.
Depresyon tedavilerinde en yaygın olarak yapılan bilişsel davranışçı terapi yöntemidir. Bu tedavide psikoterapist rahatsızlığa sebep olan tüm etkenleri danışanın işbirliği ile incelemektedir. Burada ulaşılmak istenen asıl amaç danışanın düşünce ve inanış yapılarını değiştirmektedir. Bu sayede kişinin daha pozitif düşünmesini sağlamak amaçlanmaktadır.
Tedavide etkisi büyük olan diğer yöntemlerden bir diğeri de EMDR terapisidir. Travma kaynaklı oluşan depresyonlar bu yöntem ile tedavi edilmektedir. EMDR tekniği ile danışanın geçmişine inilir. Sorunun asıl kaynağına ulaşmayı amaçlayan bu yöntem ile geçmişte yaşanan olumsuz durumlar ele alınmaktadır. Depresyona girmesindeki asıl tetikleyici durum araştırılarak tedavinin olumlu sonuç vermesi sağlanmaktadır. Danışanın olumsuz duygularının olumlu olan yeni duygu ve düşünceler ile yer değiştirmesi sağlanmaktadır.
Depresyon tedavilerinden en iyi sonucu alabilmek için hastanın bu konuda istekli olması çok önemlidir. Ancak rahatsızlığını kabul ederse ve tedavi olmayı isterse olumlu sonuçlar alabilir. Bireyler için pozitif düşünceye sahip olmak en büyük avantajdır. Psikoterapistler yardımı ile bu rahatsızlıktan kurtulmak mümkündür. Aynı zamanda yoga ve meditasyon gibi duyguları dengede tutmaya yardımcı yöntemler de bu evrede etkilidir.
Yukarıda belirttiğimiz yöntemlerin yanında bazı durum ve kişilere bağlı olarak ilaç tedavisi de uygulanabilmektedir. Psikiyatrist eşliğinde alınan ilaç tedavisi sayesinde
depresyon belirtileri en aza indirilebilmektedir.