İnülin nedir? İnülin hakkında detaylı bilgilere ihtiyacımız var. Bu sebeple sizlere İnülin hakkında bilgi vermek üzerine bir yazı hazırladık. Günümüzde bağırsak florası yani bağırsakta bulunan bakteri, mantar topluluğu yaklaşık olarak 2 kiloya takabül eden bir organ olarak kabul edilmektedir. Bağırsakta yer alan zararlı, hastalık yapıcı bakterilere patojen denilirken yararlı bakterilere probiyotikleri denilmektedir.
Probiyotikleri vücut için gerekli olan K vitamini ve bazı B vitaminlerini, seratonin ve dopamin denilen mutluluk hormonlarını ve kısa zincirli yağ asitleri dediğimiz bütirat, propiyonat ve asetatı üreterek bizi birçok fizyolojik veya psikolojik hastalığa karşı korumaktadır.
Probiyotik dediğimiz bu yararlı bakterilerin çeşitliliği ve sayısı bizim sağlığımızda belirleyici rol oynamaktadır. Probiyotikleri büyütmek ve çoğaltmak için sindirilmeyen lif kaynakları gerekmektedir. Probiyotiklerin yiyecekleri olan sindirilmeyen karbonhidratlara ise prebiyotik denilmektedir.
İnülin ise yararlı bakterilerin çoğalmasında etkili olan bir karbonhidrattır.
İnülin içeren yiyecekler arasında enginar, soğan, sarımsak, muz, kuşkonmaz ve yer elması bulunmaktadır.
İnülinin Kan Yağları Üzerine Etkisi:
Letexier, Diraison ve Beylot (2003) tarafından yapılan çalışmada katılımcılara günde 10 gr İnülin verilmiştir. Çalışma sonucunda kan lipogenezini ve plazma triaçilgliserol konsantrasyonlarını düşürerek kan yağları üzerine olumlu sonuç verdiği ve ateroskleraz riskini azalttığı gösterilmiştir.
Prebiyotiklerin kan yağlarını düşürme etkisinin;
- Prebiyotiklerin fermente edilerek kısa zincirli yağ asitleri oluşturması ve bu şekilde safranın geri emilmesini engelleyerek safra atımı sonucu kolestrol değerlerinin düşmesi
- Prebiyotiklerin bağırsak pH’nı düşürerek kolondaki zararlı bakterilerin büyümesini engellemesi
- Bağırsağın immün yanıtını güçlendirerek etkide bulunduğu düşünülmektedir.
Sindirim Sağlığı Üzerine Etkisi:
Bifidobacterium ve Lachnospiraceae gibi yararlı bakterileri arttırıp, Clostridiales ve Bilophila gibi zararlıları azaltarak özellikle çocuklarda kabızlığı önler.
İnülin bağırsak pH’ını düşürür ve kabızlığı iyileştirir. Dışkılama sıklığını arttırır, dışkıyı yumuşatır. Ancak karın şişkinliği ve karın ağrısı üzerinde etkisi görülmemiştir.
Bağışıklık Sistemi Üzerine Etkisi:
Prebiyotikler bağışıklık üzerinde doğrudan ve dolaylı yoldan etki göstermektedir.
- Prebiyotikler yararlı bakterilerin büyümesini sağlayarak bağışıklığı destekler.
- Prebiyotikler yararlı bakteriler tarafından fermente edilince kısa zincirli yağ asitleri oluştururlar ve bunlar T hücreleri, makrofajlar ve nötrofiller gibi bağışıklık sisteminin elemanlarını düzenler.
- Prebiyotikler TLR yoluyla doğrudan epitel hücreleri üzerinden etki edebilir veya NFkB aktivasyonu yoluyla sitokin üretimine yol açar.
Metabolik Sendrom Üzerine Etkisi:
Yapılan çalışmalarda yüksek lif alımının metabolik sendromu önleyebileceği gösterilmiştir. Oligofrıktoz, karaciğer yağlanmasının iyileşmesinde Bifidobacterium’un gelişmesi ve Clostridium cluster XI ise azalmasında etkin bulunmuştur.
Obezite Üzerine Etkisi:
- Enerji alımını azaltır.
- Düşük dereceli kronik inflamasyona karşı koruma sağlar. Hücre sağ kalımını arttıran ve antimikrobiyal etki gösteren IL-22 üretimini arttırır.
- Karbonhidrat ve lipit emilimini azaltır.
- İnsülin toleransını azaltır.
- Sistolik ve diyastolik kan basıncını düşürebilir.
- Prebiyotikler açlık ve tokluk sinyalini düzenlemek için epitelyal enteroendokrin hücrelerinde hormon üretimini uyarır. İştah azaltan peptitler olan GLP 1 ve PYY’nin salgılanmasını teşvik edebilir ve kişide tokluğu arttırabilir.
Bu şekilde kilo kontrolünde yardımcı olur.
İnülinin Diyabet Üzerine Etkisi:
Yapılan bir çalışmada
İnülin ve dirençli dekstrin yani prebiyotik verilen Tip 2 diyabet hastalarında insülin direnci, kalsiyum homeostazı, karaciğer fonksiyonu, kan basıncının anlamlı derecede iyileştiği gözlenmiştir.
- Bağırsaklarımız bizim sağlığımızda büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle bağırsaklarımıza iyi bakmalıyız. Bunun için basit karbonhidrattan ve şekerden uzak durmalı bunun yerine lif yani prebiyotik yönünden zengin beslenmeliyiz.