Kilo vermeye çalışırken çoğu zaman kendimizi disiplinli bir sporcu gibi hissederiz. Daha az yemişizdir, daha çok hareket etmişizdir, hatta su şişemiz bile gün boyu elimizden düşmemiştir. “Bu kez tamamdır” diye düşünürken, tartıya çıkınca karşımıza yine aynı rakam çıkıverir. O an yaşanan hayal kırıklığı ise tarif edilmez… İster istemez insan kendi kendine sorar: “Ben bu işte nerede hata yapıyorum?”
Aslında bazen hata yaptığınız bir yer yoktur. Kalori hesabı doğrudur, hareketiniz yeterlidir, kendinize gereken özeni göstermişsinizdir. Ancak vücudunuzun derinlerinde, sessizce işleyen başka bir problem bütün çabalarınızı gölgeleyebilir: Demir eksikliği.
Demir, çoğumuzun günlük hayatta çok üzerinde durmadığı bir mineral olsa da, bedenimizin enerjisinden metabolizmasına kadar pek çok kritik sürecin görünmez kahramanıdır. Özellikle kilo vermeye çalışanlar için düşük demir seviyesi, fark edilmeyen ama etkisi büyük bir engel olabilir. Yeme düzeninizi ne kadar düzeltirseniz düzeltin, egzersiz programınızı özenle takip edin; eğer demir seviyeleriniz düşükse, vücudunuz adeta “yavaş çekimde” çalışır.
Demiri çoğu zaman sadece bir mineral olarak düşünürüz, ama aslında vücudumuz için çok daha fazlasıdır. Adeta bedenimizin “gizli güç kaynağı” diyebilirim. Kanımızdaki hemoglobinin temel yapı taşlarından biri olduğu için, oksijeni hücrelerimize taşıyan sistemin tam merkezinde yer alır. Oksijen taşınamazsa ne olur? Hücreler yeterince enerji üretemez, metabolizma hantallaşır ve biz de gün boyu bir türlü toparlanamayan bir yorgunluk hissiyle dolaşırız.
Düşünün: Spora başlamak için motive olmuşsunuz, ayakkabıları giymişsiniz, her şey hazır… Ama daha ilk adımda bir ağırlık çöküyor. Sanki vücudunuz size “Bugünlük bu kadar” der gibi. Nefesiniz çabuk kesiliyor, merdiven çıkmak bile mini kardiyo seansı gibi geliyor, gün ortasında gözleriniz kapanacak gibi oluyor.
Tüm bu hisler aslında çok tanıdık bir tabloya işaret eder: Demir eksikliği.
Böylesine düşük enerjiyle kilo vermeye çalışmak ise, sırtınıza görünmez bir yük alıp koşmaya benzer. İsterseniz en sağlıklı beslenme planını uygulayın, isterseniz en düzenli spor rutininiz olsun… Demir eksikliği varsa vücudunuz size sürekli “yavaşla” der. Haliyle tartının değişmemesi de kaçınılmaz olur.
Demir eksikliği kilo verme sürecini tek bir noktadan değil, adeta her cepheden etkileyen bir durumdur. Hem bedeninizi hem de ruh hâlinizi fark etmeden yavaşlatır. Bu süreci zorlaştıran başlıca etkileri sizler için derledim…
Metabolizmanın Yavaşlaması
Vücudunuz yeterince demir alamadığında enerji üretimi sekteye uğrar. Enerji üretimi düşerse, metabolizmanız da ister istemez hız keser. Bu da otururken, uyurken, hatta hiçbir şey yapmazken bile normalden daha az kalori yakmanız demektir.
Aynı egzersiz programına, aynı beslenme düzenine sahip iki kişiyi düşünün:
Eğer biri demir eksikliği yaşıyorsa, o kişinin yağ yakma hızı doğal olarak daha düşük olur. Yani bazen sorun ne yaptığınızda değil, vücudunuzun ne kadar verimli çalışabildiğindedir.
Bitmek Bilmeyen Yorgunluk ve Düşen Egzersiz Performansı
Demir eksikliği yaşayan biri aslında sporu sevmediğinden değil, enerjisi olmadığı için yapamaz. Vücut “dur” der adeta.
Bu belirtiler, düzenli egzersizi neredeyse imkânsız hâle getirir. Spor azaldıkça da kalori açığı oluşmaz ve kilo verme hedefi sürekli ertelenir. Bu yüzden demir eksikliği yaşayan biri ne kadar isterse istesin, aynı performansa ulaşması oldukça güçtür.
Açlık ve Tatlı İsteğinin Artması
Demir eksikliği sadece enerjiyi düşürmez; iştah mekanizmasını da etkiler. Vücut enerji açığını kapatmak için daha fazla yiyecek ister. Gün içinde durduk yere gelen açlık hissi, karbonhidrat çekmesi, özellikle akşam saatlerinde bastıran tatlı krizleri…
Bunların sebebi sadece irade olmayabilir.
Birçok kişi “Kendimi tutamıyorum” diyerek kendini suçlar, oysa sorun bambaşka bir yerde saklanıyor olabilir: Düşük demir seviyesi.
Duygusal Dalgalanmalar ve Motivasyon Eksikliği
Demir eksikliği yalnızca kaslara değil, zihne de dokunur. Odaklanmada zorluk, sürekli gergin hissetme, keyifsizlik ve gün boyu uyuklama hâli sıkça görülür.
Bu ruh hâli içinde diyete sadık kalmak veya spor çantasını alıp dışarı çıkmak gerçekten zorlayıcı olur. Çünkü motivasyonunuz düşükse, fiziksel olarak yapılabilecek en kolay şey bile dağ gibi görünür.
Tiroid Fonksiyonlarının Bozulması
Demir, tiroid hormonlarının üretilmesinde görev alan enzimlerin çalışması için olmazsa olmaz bir mineraldir. Demir eksik olduğunda bu enzimler doğru çalışamaz ve tiroid hormonlarında azalma meydana gelir.
Tiroid hormonlarının düşmesi ise direkt olarak metabolizmanın yavaşlaması demektir. Yani demir eksikliği yalnızca enerjinizi değil, metabolik hızınızı da çift taraflı etkiler.
Kilo verememek bazen tek belirti olmayabilir. Demir eksikliği yaşayan birçok kişi aşağıdaki şikâyetlerden en az birkaçını zorunlu olarak yaşıyor:
Bu belirtileri yaşıyorsanız, kan tahlili yaptırmak iyi bir başlangıç olabilir.
Ne yazık ki evet. Vücudunuz yeterli enerjiyi üretemediğinde kolayca yorulur, haliyle hareket etme isteğiniz de azalır. Daha az hareket etmek, gün içinde yaktığınız kalori miktarının düşmesine yol açar. Buna bir de demir eksikliğinin tetiklediği iştah artışı eklenince, kilo almak şaşırtıcı olmaktan çıkar.
Ayrıca düşük enerji düzeyleri, vücudu “tasarruf moduna” alabilir. Bu moddayken beden, aldığı besinleri yakmak yerine depolamaya daha meyilli olur. Bu yüzden demir eksikliğini yalnızca bir kansızlık problemi olarak değil, tüm metabolizmayı etkileyen önemli bir sağlık konusu olarak değerlendirmek gerekir.
Kilo verme sürecinde demir seviyesinin ne kadar etkili olduğunu fark ettiğinizde, akla gelen ilk soru doğal olarak şu oluyor: “Peki bu durumu nasıl düzeltebilirim?”
Aslında cevap oldukça net: İlk adım mutlaka bir doktor kontrolüdür. Çünkü herkesin demir depoları ve ihtiyacı farklıdır. Gereksiz veya bilinçsiz kullanılan demir takviyeleri faydadan çok zarar verebilir. Bu nedenle kan tahlili yaptırmak ve uzman bir görüş almak her zaman en sağlıklı başlangıçtır.
Bununla birlikte, günlük beslenme düzenine yapacağınız küçük dokunuşlarla demir alımınızı doğal şekilde artırmanız da mümkündür.
Demir açısından zengin yiyecekler bu sürecin temel taşıdır.
Kırmızı et, yumurta, tavuk, hindi; bitkisel kaynaklardan ise ıspanak, semizotu, nohut, mercimek ve barbunya oldukça değerli seçeneklerdir. Pekmez, kuru kayısı ve kuru üzüm gibi geleneksel tatlar da demir deposu gibidir. Ayrıca kabak çekirdeği, badem, fındık gibi kuruyemişler de hem pratik hem besleyici alternatiflerdir.
Bir başka önemli nokta ise C vitamini ile kombinasyon yapmaktır. Çünkü C vitamini, demirin emilimini ciddi şekilde artırır. Ispanağın üzerine sıkılan birkaç damla limon, kuru baklagillerin yanında C vitamini zengini bir salata ya da narenciye tüketmek bu yüzden oldukça etkilidir.
Öte yandan, çay ve kahve tüketimi konusunda da küçük bir detaya dikkat etmek gerekir. Bu içeceklerde bulunan tanenler demir emilimini engelleyebilir. Eğer çay-kahve alışkanlığınız varsa, öğünlerden en az bir saat sonra içmek çok daha doğru olur.
Sadece beslenme değil, yaşam tarzı da sürecin önemli bir parçasıdır. Düzenli uyku ve stres yönetimi, metabolizmanın sağlıklı çalışması için olmazsa olmazdır. Demir eksikliği zaten enerjiyi düşürürken bir de stres ve uykusuzluk eklendiğinde kilo verme süreci daha da zorlaşabilir.