Herkesin dilinde bu aralar sağlık denilince en çok duyduğumuz cümlelerden biri olan diğer adıyla ikinci beyin diye adlandırdığımız bağırsak nedir? Ne işe yarar? Biz neden bağırsaklara ikinci beyin diyoruz? Bu konuyla ilgili bilgiler vereceğiz bu yazımızda.
Hepimiz beynin insan vücudu için ne kadar önemli bir organ olduğunu biliyoruz. Duyu organlarından gelen uyarıları değerlendirme, olayları ve problemleri çözme, hormonların salgılanma vakitlerini belirleme gibi birçok hayati işlevi yürütür. Peki bu işleri yapan bir organ varken İkinci beyin diye adlandırdığımız bağırsaklarımızın bizim vücudumuzda ne gibi görevleri vardır ve neden diğer organlardan daha ön planda tutulmaktadır?
İkinci Beyin Bağırsak
Bağırsaklarımızda da aynı beynimizde olduğu gibi binlerce sinir hücresi bulunur. Esasında beynimizle yapısı bakımdan benzer özellikler gösterir. Diğer organlardan farklı olarak bağırsak kendi komutlarını kendi verebilir. Peki bu ne demek? Yani bu organımız ne kadar sağlıklı olursa vücudumuza verdiği komutlarda o kadar sağlıklı olur. Bağırsak sağlığı bizim hem bağışıklık sistemimizi hem duygu durumumuzu yani psikolojimizi hem de hormonal dengemizi etkiliyor. Bu da demek oluyor ki ne kadar sağlıklı bağırsak yapısına sahip olursak o kadar bütüncül anlamda sağlıklı oluruz.
Bağırsak dengemizin bozulmasına sebep olan faktörler nelerdir?
Dengeyi bozan ve ikinci beyin bağırsağın çalışmasını engelleyen bazı faktörler de vardır. Sırasıyla;
- Sebze ve meyve tüketmemek yani düşük lifli yemekler,
- Yüksek doymuş yağlı yanlış yapılan diyetler,
- Anksiyete, stres, üzüntü, öfke,
- Paketli gıda tüketimi,
- Şeker ve glüten tüketimi,
- Emülsifiyer içeren besinler,
- Hatalı ilaç kullanımı,
- Maddi olanakların az olması, beslenememe,
gibi durumlar bağırsak dengesinin bozulmasına sebep olur.
Özellikle şehir hayatında yaşayan insanları düşündüğümüzde yukarıda olan durumların birçoğu vücudumuzda vardır. Bu durum da kişiyi depresyon eğilimli, düşük bağışıklık sistemine sahip hasta olmaya meyilli bir birey haline getirebilir. Bu durumu toparlayabilmek için kişinin bağırsaklardaki prebiyotikleri ve probiyotikleri arttırması gerekir. Yani sağlıklı bakteri sayısını arttırmalıdır. Bunun da en temel yolu beslenme düzeninden geçer, kişi ne kadar glütenden, şekerden, paketli gıdalardan ve işlenmiş karbonhidrattan uzak durursa o kadar bağırsaklarımız onarılır ve sistemimizin ihtiyaç duyduğu mikroorganizmaların sayısı artar.
Doğru Beslenme ve Bağırsak Sağlığı
Örneğin beslenmemizde yoğurt, kefir, omega bakımından zengin yağlar, sebze ve meyve tüketimi, lifli gıdalar, peynir ve çeşitlerini bol miktarda tüketirsek yararlı bakteri oluşumunu desteklemiş oluruz. Bu da vücutta seratonin yani mutluluk hormonunda artış, kolay hasta olmayan bir bünye, rahat ve zinde bir gün geçirme, kendini şiş hissetmeme, daha hafif bir vücuda sahip olma gibi durumları sağlar. Bağırsaklarımızın sesini duyalım ve daha mutlu bir yaşam için hayatımızda bazı alışkanlıklarımızı değiştirelim.
Alışkanlıklarını Değiştir Bağırsakların Değişsin
Özellikle gıda yoluyla geçen zararlı maddeler bağırsak yapısını ve işleyişini bozarak yapması gereken görevini yapamaz hale gelmesine neden olmaktadır. Normal şartlarda vücudumuzda; ter, idrar, dışkı, solunum ve safra kesesi aracılığı ile kişiyi toksin yüklerinden arındırmaya çalışır. Fakat bedenimizde ve etrafımızda negatif faktörlerin giderek artması bu işlevi yerine yeterince getirememesine neden olur. Ayrıca psikolojik ve fiziksel stresler de toksin etkisi gösterir.
Kişinin bedeninde zamanla oluşan ve kronik hastalıklara sebep olan bütün bu zararlı bileşenlerden, ağır metal ve toksin yüklerden Biorezonans terapileriyle kurtulmak mümkün.
Başta hücre yenilenmesini ve sağlığını kazanmayı hedefleyen Biorezonans terapileri, sağlıklı ve dinç bir hayat için vücuda dış bir el ile bilinçli bir şekilde yardım etmeyi ve organizmadan yüklerin dışarı atılmasını sağlar. Yani:
Biorezonans terapileri ile bağırsak detoksu ve vücuttan toksik madde temizliği yapmak mümkün olur!